03.02.2017

BASIN AÇIKLAMASI

"Teröre karşı söyleyebilecek bir sözümüz var.  İslam’ın kelime anlamı barıştır. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi "Yurtta Barış Cihanda Barış" aynı mesajı vermiştir.  
Kanada da meydana gelen Camii saldırısı bir terör hadisesidir. Hiç bir vicdanın bunu kabul etmesi mümkün değildir. Özellikle  Selçuklu ve Osmanlı zamanında medeniyet dönemlerinde  bütün insanlar barış içerisinde yaşayabilmişlerdir. İbadetlerini yapabilmeleri temin edilmiştir. Ve  o medeniyet dönemleri Peygamber efendimizin saadet asrı gibi halen örnekliğini devam ettirmektedir. Hiç kimse inancından  veya  düşüncesinden dolayı ötekileştirilemez. Bu medeniyet algısı Kur’an ve Sünnete göre şekillenen kültürümüz milli ve manevi değerlerimizden kaynaklanıyor. İnşallah, dünyada yeniden aklı selim ve doğru karar veren vicdanlar hakim olacak, bu tür terör olayları tekrarlanmayacaktır. Edirne de yaşadığımız çok güzel bir örnek vardır. Şuanda Edirne de sadece bir Yahudi vatandaşımız  yaşıyor buna rağmen devletimiz balkanların  en büyük Sinagogunu restore ederek bu Yahudi vatandaşımıza saygısını örnek bir şekilde göstermiştir. İşte bu bizim medeniyet anlayışımızdır. 
Şunu söyleyebiliriz Mustafa Kemal Atatürk'ün Yurtta barış cihanda Barış ifadesi onun Barış'a inanç özgürlüğüne İslam'ın Barış anlamının bir yansıması olarak dünyaya Barış'ın mutlaka ulaştırılması gerektiğine işaret eder. İbadet yerleri mutlaka korunmalıdır. İnancımıza göre içinde Allah’ın adının anıldığı bütün ibadethaneler korunmalıdır demek istiyorum, çok şükür ülkemizde bütün ibadet yerleri layıkıyla korunmaktadır. Allah güvenlik kuvvetlerimize güç ve kuvvet versin Amin. Osmanlı döneminde ve şuanda İstanbul'da Edirne’de ve birçok şehrimizde Camii, Kilise ve sinagoglar aynı mahallede aynı sokaklarda ibadethane olarak korunmuşlardır.  Kur’an-ı Kerimde Hac suresi 40. Ayeti Kerimesinde bu konu açıklıkla ifade edilmektedir. Bu hususta Hahambaşı ile paylaştığım bir hatıramı nakletmek isterim bir iftar programında hahambaşı ile konuşurken bana Sayın Müftüm eskiden benim çocukluğumda İstanbul’da ramazan ayı geldiğinde biz Yahudiler Ramazana ve Müslümanların orucuna hürmet olsun diye annelerimiz bizim elimize ekmek verip bizi sokağa çıkarmazlardı. Şimdi bu hürmete hepimizin ne kadarda çok ihtiyacı var demişti. Birbirimize saygı duymamız bize değer katar ve bizimde Allah indinde değerimizi tespit eder ve zaten Tevhit Dini olan Yüce Dinimiz İslam’ın geliş amacı da budur. İslam’dan önceki Semavi dinler tahrif edilmeden önce hepsi Tevhit İnancını ve Barış’ı getiriyordu. Aklıselim Bütün Vicdan sahibi insanları da bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum. Edirne bu konuda hoşgörünün ve barışın yaşandığı bir mekândır. Medeniyet kurucu bir ildir. İstanbul'un fethi buradan gerçekleşti ve bizim bütün amacımız da bu Barış'ı İnancımız gereği korumaktır, koruyabilmektir. Hep beraber bu duyarlılıkta olmamız gerekiyor. Ve insanların inanma, ibadet etme, özgürlüklerine saygı duymamız gerekiyor. İnşallah bu olaylar tekrar tekerrür etmez. Allah bütün insanlığı bu tür çatışmalardan korusun diyorum bu fitneden muhafaza eylesin. Amin.