30.05.2017

HAFIZLIĞA GEÇİŞ PROGRAMI

 

HAFIZLIĞA GEÇİŞ

 

Edirne Merkez Kuran Kursu'nda 2016 - 2017 eğitim-öğretim yılı ile birlikte hafızlık hazırlık eğitimlerine katılan 10-13 yaşlarındaki 19 kız öğrenci hafızlığa adım attı.


Hafızlığa geçiş töreni öğrencilerin ailelerinin de katılımıyla Fatih Sultan Mehmet 4-6 yaş grubu Kur’an Kursu binasında gerçekleşti. Kur'an-ı Kerim'i beyinlerine ve yüreklerine yüklemek için yola koyulan Kur'an hadimelerinin yılsonu programı, tanıtım slayt gösterisi ile başladı. Programa Edirne İl Müftüsü Emrullah Üzüm, Batı Trakya Kozlu Kebir Belediye Başkanı Rıdvan Ahmet, Din Hizmetleri ve Eğitim Şube Müdürü Mahmut Ceyhan, 22 yıldır Edirne'de hafız yetiştirme alanında hizmet veren Hafız Mehmet Özgül ve aileler katıldı. Edirne Müftüsü Emrullah ÜZÜM'ün 3 yaşındaki Mehlika isimli torunu da dedesinin yanından bir an olsun ayrılmadı.

Rahime Gökmen, Aslıhan Uzun ve Halime Dursun'un öğrencileri icazet yürüyüşünden sonra kendilerini tanıttı. Hafızların arasında Türkiye'nin çeşitli vilayetlerinde doğmuş olanların yanı sıra Yunanistan doğumlu öğrencilerinde yer aldığı görüldü. Kur’an-ı Kerim tilaveti ve oratoryo gösterisi ile devam eden programda konuşan Edirne İl Müftüsü Emrullah ÜZÜM, Kur'an-ı Kerim'in insan hayatını maddi manevi bereketlendirdiğini belirterek, hafızlığın önemine vurgu yaptı. Üzüm ailelere de teşekkür ettiği konuşmasında şunlara yer verdi: “Hafızlar hayran olunacak insanlardır, onların kıymeti ölçülemez. Çok şükür hazırlık dönemi bitti, hafızlık dönemi başlayacak. Şu ana kadar zor olan bir dönemi bitirdiler. Zor olan şimdiye kadar olan zamandı ve bundan sonra kolay bir dönem başladı. Kur’an, Allah'ın rahmetidir. Yağmur taneleri nasıl yeryüzüne düşer de yeryüzüne, toprağa hayat verirse Kur'an ayetleri de yağmur taneleri gibi yeryüzüne yağdı insanlığa hayat verdi.19 kardeşimiz Kur’an-ı ezber yaparak geleceğe taşıyacaklar. Bu 19 kardeşimizin yapmış olduğu bu iş muhteşemdir,  hayran olunacak bir durumdur, bu kardeşlerimizin yaptığı işin kıymeti ölçülmez, hiç bir kelime bu hanımefendilerin Kur'an ile buluşmasının kıymetini, değerini ifade edemez.

 

Eskiden ecdadımız hafızlarla tokalaşacağı zaman abdestsiz tokalaşmazlardı. Çünkü Hafızın kendisi Kur'an'dır. Kur'an-ı okudu ezberledi Kur'an oldu. Bu, bu kadar kıymetlidir. Başlarındaki taçlar mahşerde bir semboldür. Hafızların başında güneşler gibi parlayan taçları mahşerde inşallah göreceğiz. Herkes onlara hayran kalacak. Efendimiz müjde veriyor, bir de annelerinin babalarının da başlarında taçlar olacak. Hemen Kevser'e efendimizin yanına alınacaklar. Hem hafız oldular hem hafız kaldılar. Cenab-ı hak hafızlara eğer hafız yetiştirirlerse çok uzun ömür veriyor. Böyle bir lütfu var. Ömrünü uzatıyor. Çünkü dünyaya insanlığa en çok Kur'an lazım. O Kur'an-ı hafızlarımız taşıyor. Benim torunuma da dua edin hafız olsun. Selimiye Camisine beraber gidiyoruz torunumla ona soruyorum 'Bu cami kimin' diye 'Benim' diyor. Ulu Cami'yi işaret ediyor, 'Benim' diyor. Üç Şerefeli'nin minarelerini görüyor 'O da benim' diyor ve tüm camilere sahip çıkıyor. Hanımefendiler onlar Edirne'de çok şükür ne kadar sevinsek azdır. Biri bin sayılır. Edirne'yi o yağmur taneleri gibi bu kızlarımız bereketlendirecek. Kur'an ile buluşan hafızların ayrı bir olgunluğu, bir duruşu var. O kendi ellerinde değil, o Kur'an'ın, hafızlığın verdiği bir duruştur. Onu isteyerek de yapmıyorlar ve hayatları boyunca da örnek insan olacaklar. Kur'an hayata bereket getiriyor. Bu kızlarımızda bir buçuk sene sonra ezbere mukabele okuyacaklar. Ailelerine ve öğretmenlerine teşekkür ediyor, kızlarımızı kutluyorum.”
Tasavvuf musikisi ve semah ile süren program dualarla sonra erdi.